Pandemiden Sonra Serileştirme ve Ürün İzlenebilirliği
İnsanlık bugünlerde COVID-19 adı verilen bir virüsün sebep olduğu salgınla mücadele ediyor. Yarın bir başka salgın ile karşı karşıya kalmayacağımızın da hiçbir garantisi yok. Uzmanlar bu salgının fizyolojik sağlığımız kadar psikolojimizi de önemli ölçüde etkilediğini vurguluyorlar. İş ve ev hayatımız, sosyal ilişkilerimiz ve tüketim alışkanlıklarımız alıştığımız biçimden oldukça farklı bir hal aldı. Tıp dünyası henüz yeni tanıştığı bu virüsle başa çıkmaya çalışırken hükümetler de salgının tahribatını en aza indirgemek için her geçen gün yeni tedbirler alıyor. Öte yandan dünyanın hemen hemen her köşesinde, salgında kritik öneme sahip ürünlere kolay erişim sağlanamadığı yönünde çok sayıda haber dikkat çekiyor. Bu yazımızda serileştirme ve ürün izlenebilirliği sayesinde olağanüstü durumlarda stokçuluk, sahtecilik ve karaborsacılık gibi yasa dışı faaliyetlerle nasıl mücadele edilebileceğini açıklamaya çalışacağız.
Yaşadığımız bu süreçte hepimizin alışveriş listesinde yer alan gıda, ilaç, medikal temizlik ve hijyen ürünlerinin sayısı pandemi öncesi dönemle kıyaslanamayacak kadar çoğaldı. Tüketim alışkanlıklarının hızlı ve agresif olarak değişim gösterdiği böyle durumlarda ürünlere ulaşımın zor olması da son derece doğal bir durum. Zira üreticiler, ham madde, proses, ambalajlama gibi birçok noktada oluşacak darboğazdan dolayı artan talebi gerektiği biçimde karşılayamıyorlar. Bu nedenle ürünlerin pazarda erişilebilirliği azaldı ve ne yazık ki sahtecilik ve karaborsacılık faaliyetleri de arttı. Normal pazar koşullarında dahi var olan bu yasa dışı faaliyetlerin, dünyanın yarısının karantinada olduğu bir durumda çok daha ciddi ve tehlikeli boyutlara ulaşacağını tahmin etmek hiç de zor değil.
Çözüm Nedir?
Aslında sorunun çok basit bir çözümü var. Yasa dışı faaliyete konu olabilecek tüm ürünlerin serileştirilmesi ve pazar içerisinde ürün izlenebilirliği sağlanması gerekiyor. Serileştirme konusunda görev üreticilere düşüyor; ürün izlenebilirliği için ise devletlerin kanun ve yönetmeliklerini yeniden düzenlemeye ihtiyacı var.
Serileştirme ve Ürün İzlenebilirliği Nedir?
Sade bir tanım ile üretilen her bir ürünün kimliklendirilmesine serileştirme denir. Üreticilerin her bir N95 maskeye birbirinden bağımsız bir seri numarası (kimlik) vermesi ve numaranın ürün üzerine karekod ile yazdırılması, ürün serileştirmeye verilebilecek çok basit bir örnektir.
Ürün izlenebilirliği, bir ürünün tüm tedarik zinciri boyunca uğradığı noktaların elektronik bir kayıt sistemi ile takip edilmesi olarak tanımlanabilir. Bu elektronik kayıt sistemi ancak yasa koyucular veya güçlü sivil toplum kuruluşları tarafından oluşturulabilir. Çünkü tüm üreticilerin serileştirme yapması ve pazardaki tüm paydaşların ürün izlenebilirliği kayıtlarını girmesi ancak bir otoritenin talimatı ile mümkün olabilir.
Dünyada serileştirme ve ürün izlenebilirliği kavramlarının sıkı sıkıya uygulandığı yegane endüstri, ilaç endüstrisidir. Bu endüstri, karaborsacılık ve sahtecilik ile yıllardır mücadele etmektedir. İlaçların serileştirilmesi ve izlenebilirliği dünyada ilk defa 2012 yılında Türkiye’de başarı ile uygulanmıştır. Bu uygulama, tüm dünya ülkelerinin ilaç takip sistemi yönetmeliklerini yayımlanmasını hızlandıran bir örnek olmuştur. Halen bir çok ülkede emekleme aşamasında olan ilaç takip sistemlerinin, halihazırda yaşanan pandemi sonrası daha önemli ve işlevsel olacağı tahmin edilmektedir.
Dünyada serileştirme ve ürün izlenebilirliği konusunda en başarılı uygulamalara sahip ülke tereddütsüz Türkiye’dir. Türkiye’de mevcut durumda ilaç, aşı, sigara ve bitki koruma ürünleri için uçtan uca izlenebilirlik uygulamaları yapılmaktadır.
Ürün İzlenebilirliği Sistemi Nasıl Çalışır?
İlk aşamada serileştirilen ürünler daha sonra her birine verilen bir seri numarası ile elektronik bir veri sistemine kaydedilir. Ürünün tüketici ile buluştuğu noktada satıcı elektronik veri sisteminden onay alır, tüketici ile ilişkilendirir ve satışı gerçekleştirir.
Yukarıdaki üç cümle ile en ilkel ürün izlenebilirliği sisteminin nasıl çalıştığı tarif edilmiştir. Bu düzeyde bir sistem bile yasa dışı faaliyetlerin önüne geçebilmektedir. Bu sistemin ürün serileştirme ve izlenebilirlik süreçlerini aşağıda daha detaylı bir şekilde bulabilirsiniz.
Ürün Serileştirme Aşaması
Üreticilerin ürünlerini serileştirmesi gerekmektedir. Serileştirme, direkt olarak ürüne veya ambalaj malzemesi üzerine gerçekleştirilebilir. Ekstra koruma için ambalaj malzemelerinde ürüne ilk olarak tüketicinin erişim sağlaması amacı ile güvenlik araçları (tamper evident, güvenlik etiketi vb.) kullanılabilir. Serileştirme, üretim dinamikleri ile birlikte doğru tasarlandığında üretim için darboğaz oluşturmayacak bir uygulamadır.
Elektronik Veri Sistemine Kayıt
Üretici, ürünlerinin seri numaralarını yasa koyucunun hazırladığı sisteme aktarmakla yükümlüdür. Seri numarası, ürünün üretici tarafından üretildiğini garanti altına alan çok önemli bir veridir. Üretici, seri numarasının yanında son kullanma tarihi ve lot gibi bilgileri de sisteme kayıt edebilir. Yasa koyucu, kendisine aktarılan verinin doğruluğunu ve güvenliğini garanti etmek zorundadır.
Satışta Onay Alma İşlemi
Tüketicinin ürünü satın aldığı noktaların tamamında bir otorizasyon sistemi olması gerekmektedir. Bu sistem yardımı ile tüketici, satın aldığı ürünler ile ilişkilendirilebilir. Ürün, satış kanalından çıkarılabilir ve ürünün sahte olup olmadığı test edilebilir.
Basit bir örnek vermek gerekirse; üretilen her bir N95 maske serileştirilir ve üreticilerin, maskelerin seri numaralarını otoritenin sistemine kayıt etmesi sağlanır. Eczane ve medikal malzeme satan firmalarda her bir N95 maske, tüketici ile ilişkilendirilir. Bu sayede tüketicilerin ihtiyaçlarından daha fazla maske almasının önüne geçilir ve ürün izlenebilirliği gerçekleşmiş olur.
SONUÇ
Ülkeler, pandemi gibi yıkıcı etkilere sahip olağanüstü durumlarda tedarik zincirinin yönetimini sağlayabilmek için serileştirme ve ürün izlenebilirliği sistemlerinin kurulmasına öncelik vermelidir. Ancak bu sayede tedarik zincirlerinin sağlıklı bir biçimde çalışması garanti altına alınabilir.
Hepimiz bu pandemi sürecinde, sağlığımızla ilgili üst düzey endişelerimizin yarattığı olumsuzlukların yanında bir de her tip maske, eldiven, ateş ölçer ve dezenfektanlar ile ilgili çok sayıda sahtecilik, karaborsa ve stokçuluk haberine tanık olduk. Dileğim, dünyada herkesin sağlık için mücadele verdiği bu ve benzeri dönemlerde, hiç kimsenin bir de yasa dışı faaliyetlerin yol açtığı bu tip problemlerle karşılaşmamasıdır.